29 Kasım 2014

Kurbağayı Takip Et - Rainforest Alliance

"Kurbağayı takip et" diyen güzel hareket kendisi.
Birkaç kelimeyle özetlersek; toprak kullanım yöntemleri, iş teamülleri ve tüketici alışkanlıklarını değiştirerek biyo-çeşitliliğe sahip çıkmak ve sürdürülebilir geçim kaynakları yaratmak. Evet, evet biraz karmaşık oldu.
O zaman şöyle diyeyim: kıt kaynaklı dünyamıza sahip çıkarak üretmek-tüketmek. Ha tamam insanlar geçimlerini doğadan sağlasın, sağlasın ama üç-beş sene içinde doğayı, toprağı, hayvanları tüketip iki eli böğründe kalarak değil. Zira azıcık gözümüzü açarsak, dünyanın ufak ufak tükendiğini görmemek için saldım çayıra, mevlam kayıra gamsızlığında olmak gerek.

Basit bir sistem: Sen bir firmasın. Orman veya tarım ürünleri üretiyorsun. Ya da turizmle uğraşıyorsun ve sürdürülebilir yöntemler kullanıyorsun, karbon salımını azaltıyorsun. Başvuruyorsun Rainforest Alliance'a. Bunların 1987'den beri bir sürü sürdürülebilirlik kriteri var, seni denetliyorlar, standartları tutturuyorsan, veriyorlar sertifikanı, yapıştırıyorlar ürününe kurbağa etiketini.
Duyarlı müşteri de dünya kaynaklarını rasyonel kullanan, ortalığı toz duman etmeden üreten yeşil kurbağayı takip ediyor. Memleketimizde çok yaygın değil ama gelişmiş ülkelerde insanlar alışveriş yaparken bunları ciddi ciddi dikkate alıyor.
Birliğin websitesinde her ülkedeki kurbağalı ürünler listesi yayınlanıyor. Tam da burada.

10 Kasım 2014

10 Kasım Manşetleri

76 yıl sonra hiç tanışmadığımız biri için hala gözyaşı döküyorsak...
Yaptıklarını hiçe saymak için bazıları hala bunca didiniyorsa...
Didinip didinip o ismi yine de silemiyorlarsa...

Vardır O Adamda bir keramet.

(Kıyaslama sevenlere dipnot: 76 yıl sonra bugünkü "dünya liderleri"ne de böyle anılmak nasip olsa bari)

8 Kasım 2014

Bir Tutam Delft

Avrupa'da pek çok köy, kasaba, şehir etkiler insanı. Hatta bizim canım beton yığınlarıyla kıyaslayınca bazısı darmadağın eder adamı. Muhteşem binalar, cıvıl cıvıl meydanlar, keyifli kafeler, AVM manyağı olmamış insanlar ve daha bir sürü şey.
Ama bazı özel yerler vardır ki adımını atar atmaz içinde yaşama hayali kurdurtur, tüküre tüküre maşallah dedirtir. İşte Delft de benim gizli emeklilik planım. Havası da az daha güneşli olsa tadından yenmez.



Bisikletin yaşı olmaz
Hollanda'da çikolata kıvamında bir öğrenci şehri kendisi. 100.000 kişi ya var, ya yok. Güney Hollanda'da, Rotterdam'la Lahey arasında bulunuyor, otobüs ve trenle ulaşım sık ve kolay. Zaten hap kadar ülke, trenle iki şehirden de yaklaşık 15 dakikada varılıyor. Kasabanın içini de, dışını da kanallar sarmış. İki yakadaki kutu kutu, bitişik evler köprülerle bağlı. Bir Hollanda klasiği olarak yaygın ulaşım aracı bisiklet. 1842'de kurulmuş Delft Teknik Üniversitesi 19.000 öğrencisi, 2.500 akademisyeniyle kasabanın can damarı. Kasabanın bir de "Delft Mavisi" porselenleri meşhur. Porselen deyip geçmeyin, 1600'lerden itibaren bunların koleksiyonları zengin aileler arasında nispet konusuymuş. Bugün eski usulde üretim yapan tek bir porselen fabrikası kalmış, onun da ürünleri hediyelik eşya dükkanlarında gani.

Şehrin geçmişi taa 11. yüzyıla dayanıyor. Gel gör ki 1654'de bir baruthanede meydana gelen "Delft Patlaması" kasabanın büyük kısmını yıkıyor, 100'ü aşkın kişi ölüyor, binlercesi yaralanıyor. Sonrasında şehri yeniden inşa ediyorlar ve bugün de fazla bozulmamış tablo çıkıyor ortaya.