1860'da doğuyor, 1940'da ölüyor. Yahudi kökenli Fransız. Fena halde hayırsever. Sıfırdan başlıyor, kendi kendini yetiştirerek dönemin en varlıklı bankerlerinden biri oluyor. Ama onu farklı kılan para kazanma yeteneği değil. Serveti sayesinde insanlığa müthiş bir miras bırakıyor: "Yeryüzü Arşivleri".
Düşünün ki fotoğrafçılık daha emekleme aşamasında. Şanslı ve zenginsen, fotoğraf makinesini ömründe bir kere maaile iki dirhem bir çekirdek fotoğraf çektirirken görüyorsun. Fotoğrafları renklendirmeyi sağlayan otokrom yöntemi 1904'te keşfedilmiş, yeni yeni deneniyor. Seyahat desen, kısacık mesafeleri kat etmek için günlerce yol gidiyorsun.
İşte bu ortamda, Kahn, Asya ve Amerika'ya yaptığı seyahatlerde fotoğrafçılık dersleri almış şoförüne fotoğraf çektirtiyor. Ama yetmiyor, Fransa'ya döner dönmez "insanlığın kaybolması an meselesi olan taraflarını ve alışkanlıklarını" muhafaza etmeyi kafaya koyuyor. Bu işin küresel barışa katkı sağlayacağına inanıyor. Delilikle dahilik arasındaki ince çizgi meselesinde Kahn deha tarafında kalanlardan. Sen tut yıllarca dünyanın dört bir yanına fotoğrafçı ve kameraman ekipleri gönder. Hem de hayrına. Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünden İrlanda'daki son geleneksel Kelt köylerine, 1.Dünya Savaşından Moğolistan çöllerine tüm dünyayı bizim için donduruyor adam. Bir fotoğraf, bin hikaye, her biri inanılmaz. 1909-1931 yılları arasında beş kıtada, elliden fazla ülkede, toplam 72.000 otokrom (renkli) fotoğraf, 4.000 siyah beyaz fotoğraf ve yüz saat civarında film topluyor. Adam resmen binlerce kareyi birleştirerek insanlığın resmini çekmeyi başarıyor. Buyrun size üç-beş örnek (resimlere tıklayarak büyütebilirsiniz).
BOSNA - Mostar Köprüsü