3 Ekim 2013

Pastafaryanizm - Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi

Akıllı Tasarım Teorisini hiç duydunuz mu? Bilgilerin efendisi Wikipedia'ya göre bu teori, "evrenin ve içerisindeki canlıların doğal seçilim gibi modern bilimin kabul ettiği süreçlerle oluşamayacağını, bu nedenle zeki ve bilinçli bir varlık tarafından tasarlandığını iddia eden bir görüş". Kısaca, Tanrı vardır, bu kadar mükemmel bir sistem rastlantı sonucu olamaz, evrim teorisi de yalan dolandır diyor.

İşte bu teorinin ABD'de eğitim müfredatına girmesini eleştiren fizikçi Bobby Henderson, yazdığı bir açık mektupla Uçan Spagetti Canavarı Kilisesini kurdu. Sene 2005. Temelde tepkisel ve hicivsel bir parodi dini. Zamanında Bertrand Russell bir kozmik çaydanlık teorisi atmıştı ortaya, o düşüncenin gelişmiş hali diyebiliriz. 


Hareket, internette ve özellikle mizah ve blog sitelerinde beklenmedik bir ilgiyle karşılaşınca, kutsal kitabını 2006'da yayınladı. Henderson bu kitaptan elde edeceği gelirle bir korsan gemisi yapıp, dünyayı gezerek kafirleri kendi dinine çevireceğini beyan etti. Kitapta kendi yaradılış destanlarının yanı sıra Yahudilikteki On Emir kıvamında "Yapmazsanız Çok Memnun Olurum" başlıklı sekiz kural ve bira fabrikalarının vaat edildiği bir cennet var. Bağış mağış kabul etmiyorlar ha, üye olmak için üye olduğunu düşünmen yeterli, sağda solda esprili broşürler dağıtıyorlar, kendilerine nefret mailleri atılabilmesi için internet sitelerinde bir bölüm bile açmışlar - http://www.venganza.org/ . Yani alışkın olduğumuz cemaat/tarikat sistemlerinden epey farklı. 


Şaka maka, 2011 yılında Avusturya'da pastafaryan bir vatandaşın ehliyetinde kafasında "inancı gereği" taktığı makarna süzgeciyle çektirdiği resmi kullanmasına onay verildi. Enteresan şeyler mi oluyor dünyada ne?





Meraklısına dipnot - Bertrand Russell'ın çaydanlığı: 
"Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla randevu alınırdı."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder