25 Haziran 2014

Güvercin İstilasından Tayyare Puluna

Güvercinler balkonu ele geçirdi. Her yumurtada hakimiyetlerini biraz daha ilan ettiler. Kolay lokma değildim aslında ama güvercinler dişli çıktı. Kuş değil, Viyana kapısındaki yeniçeri ordusu gibiydiler, ikisini kovdum, dördü döndü. Aldılar Viyana'yı. Sevmesek de alıştık birbirimize sonunda. Balkonda durum buyken son kalan gurur kırıntılarımla bari evi temizleyeyim de orada patron kimmiş anlasınlar diye düşündüm. 3 nolu güvercine "yavrum bi çay kap gel, işimiz var" dedim. Kolilere giriştik. İçlerinden taş plak çıktı bir ton. Taş plakların üstünde de "Tayyare Pulu". Merak sardı beni. Okuduklarım, elleri öpülesi insanların bu ülkeyi nasıl yokluktan var ettiğini hatırlattı.

1925'de Türk Tayyare Cemiyeti -bugünkü adıyla Türk Hava Kurumu- Atatürk'ün öncülüğünde kurulur. Memleketin uçakları halkın dişinden tırnağından artırdığı bağışlarla alınagelmiştir,
özünde durum değişmez ama daha planlı programlı olur. İstikbalin ve savaşlardan yorgun düşmüş ülkenin güvenliğinin göklerde olduğuna canı gönülden inanan Ata da büyük para olan 10 bin lira bağışlar cemiyete. Kurban derileri, zekat ve fitrelerin kurum için toplanması o dönemde başlar. Her paket sigaradan biri, askeri terhis belgelerinin basım ve dağıtım ücretleri, el ve duvar ilanlarının gelirleri, Uşak Şeker Fabrikasıyla, İzmir ve Ödemiş'de iki madenin gelirleri, Büyük Nutkun süresiz gelirleri cemiyete aktarılır. İşte plakların üzerindeki tayyare pulları da, tıpkı Tayyare Piyangosu -bugünkü Milli Piyango- gibi gelir kaynaklarından.
Peki toplanan paraları kim cebe indirir? Alıştık tabii hayır paralarını kaptırmaya ama yok, bu sefer farklı. Ciddi işler yapılır parayla; uçaklar alınır, Türkkuşu kurulup havacılar yetiştirilir, yurt dışına öğrenci gönderilir, Makinist Mektebi kurulur, uçak fabrikası ve planör atölyesi kurulur, Ankara ve İzmir'de paraşüt kuleleri açılır, yapılır da yapılır işte. "Bir işe Türk gibi başla, Alman gibi bitir" demişler. İşte biz Kurtuluş Savaşından sonraki en büyük sivil toplum hareketine Türk gibi başlayıp Türk gibi bitirdiğimizden, nefesimiz yetmemiş devamına.

Doç. Dr. Saime Yüceer'e "Atatürk'ün Güvenlik Politikasına Bir Örnek: Türk Tayyare Cemiyeti-Bursa Örgütü" isimli bilgi belge dolu makalesi için teşekkürü borç bilirim.

2 yorum:

  1. Başında beni ne beklediğini anlamadığım, tüm dünyanın sorunu olan balkon kuşlarının akibetini beklerken, birden başıma çok sık gelmeyen, tek nefes de sonunu bulduğum bu yazı için, bende sana teşekkürü borç bilirim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle okuyucularım olduğu için esas ne mutlu bana...

      Sil