1 Aralık 2013

Hikayesi Olan Fotoğraflar Vol.1

Yıllarca sokaklarda yer tezgahlarında poster olarak satıldığından pek aşinayızdır bu resme. Aynı vesileyle olduğunu sanmıyorum ama Martin Scorsese de aşina olacak ki "Hugo" filminde dokunmuştu bu olaya. Fotomontaj ya da film sahnesi değil. Bildiğimiz tren kazası. 22 Ekim 1895 günü Granville-Paris Ekspresi, kısmen kondüktörün gara fazla hızlı girmesinden, kısmen de çalışmayan frenlerden, istasyon içinde 30 metre sürüklendikten sonra Paris Montparnasse garının camlı duvarından aşağı uçuyor. Verilmiş sadakaları varmış, 130'u aşkın yolcu ve personelden sadece ikisi yaralanıyor. Hikayenin bahtsız bedevisi Marie-Auguste Aguilard. Garın önünde gazete satan kocasının yerine bakarken başına düşen taş yüzünden hayatını kaybediyor. Demiryolları şirketi kadıncağızın cenaze masraflarını ve iki çocuğunun bakımını üstleniyor ama pardon da böyle ölüm mü olur?
48 saat süren soruşturmadan sonra üçüncü gün lokomotifi 14 at ve bir sürü insanla kaldırma çabaları sonuç vermiyor, 250 tonluk bir vince başvuruyorlar. The end.

İkinci hikaye bizi 1925'e götürüyor. New York'da, Manhattan'ın işlek bir caddesinde trafik polisi bir kedinin ağzındaki yavrusuyla karşıdan karşıya geçebilmesi için yolu kesiyor. New York Times muhabiri Harry Warnecke tarafından çekilen kare o günkü gazetede yayınlanıyor. Ama işin içinde zararsız bir katakulli var, kedinin ilk geçiş anını yakalayamayan Warnecke allem edip kallem edip polis memurunu o sahneyi tekrarlamaya ikna ediyor. Sonuç çarpıcı. Bir de sıcacık.

2 yorum:

  1. Bizim de "sus" işareti yapan hemşiremiz var. O konudaki yorumlarınızı alabilirmiyim, lütfen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam o iş bende, en kısa zamanda o da gelecek =)

      Sil