Yeri gelmişken söyleyeyim, Monaco'yu Foçalılar kurmuş. Evet evet, hani İzmir'in şirin sahil kasabasının eski sakinleri.Gelelim bugüne. Ben gittiğimde sene 2009'du, küresel kriz birkaç ay önce patlak vermiş, ama daha Monaco'yu kasıp kavurmamıştı. Sokaklarda lüks şubelerini gördüğümüz bankaların bir kısmı kısa süre sonra kepenk indirecekse de bu durum ekonominin can damarı casinoların dolup taşmasına engel değildi. Ana cadde -ki kendisi aynı zamanda Formula 1 pisti- sizi doğrudan Monte Carlo Casinosuna götürüyor. Şehrin göbeğinde lale bahçeleri içindeki heybetli bina, Monaco'yu kumar merkezi yapmayı aklına koymuş, burnu iyi koku alan bir iş kadını olan Prenses Caroline'nin öncülüğünde 1863'de yapılmış.
Fazla hasara uğramadan kendinizi casinodan dışarı atsanız bile kalan parayı konaklamaya yatırırsınız, demedi demeyin. En mantıklısı atlayın Fransa trenine daha makul fiyatlı bir otelde kalın, Nice biçilmiş kaftan.
Ama Monaco'ya gitmişken, denize meraklıysanız, ya da şu şehri bir de tepeden göreyim diyorsanız Oşinografi Müzesine (Musée Océanographique) mutlaka uğrayın. Müzeye çıkan yol bir içim su, çiçekler bahçeler, sol kolda şehir, marina ve deniz üçlüsü... Manzaraya aval aval bakınırken kafayı bir çevirdik ki yanımızdan geçen arabada Prens II.Albert. Öyle koruma konvoyu, siren miren yok. Marka vermeyeyim ama Monaco şartlarında mütevazi sayılacak aracı kendisi kullanıyordu. Müze, falezlerin tepesinde harika bir bina. İçinde dev akvaryumlarda çeşit çeşit balıklar, önünde kutuplarda kullanılmış tarihi keşif aracıyla, 1966 yapımı mini denizaltı bile var. Meşhur Kaptan Cousteau zamanında burasını yönetmiş. 1902'de müzenin önünden geçen yolda dünyanın ilk katranlı yol denemesi yapılmış. Yolun devamında mutlaka görüleceklerden Saray ve Katedral istikametini takip ederken, Monaco'nun zenginlerinin villalarına da göz atmanızı tavsiye ederim. Maksat gözünüz gönlünüz açılsın.
Les Terrasses de Fontvielle'deki antika araba koleksiyonu da görülesiymiş. Gidemedim göremedim, aklımda kaldı, sizin kalmasın.
Yolunuz açık olsun!


Gezi yazılarını öyle güzel anlatıyosunuz ki hem gitmiş kadar oluyorum hem de okurken öğreniyorum :)
YanıtlaSilUmarım bigün bende giderim çok güzel gerçekten :))
En keyif alarak yazdıklarım da gezi yazıları sanırım...
SilUmarım en kısa zamanda gidersiniz de siz anlatırsınız biz dinleriz :)
Hooop hadi gidek... Diyecem ama o kadar güzel anlatmışsın ki, gitmeye gerek kalmadı. Teşekkürler zipişleri
YanıtlaSilOlsun yine de gidip görmenin yeri bambaşka :)
SilGidilmeli....Görülmeli...Kalemine sağlık...Sevgiler...
YanıtlaSilGidilsin... Görülsün... Sevgiler bizden hep...
SilÇok hoş , anlamlı ve ufuk açabilen yazılar
YanıtlaSilKutluyorum
Çok teşekkür ederim, böyle yorumlar mutlandırıyor insanı.
SilGörüşleriniz çok güzel, analizler tam yerinde..
YanıtlaSilOkutabildiysem, beğendirebildiysem ne mutlu bana.
Sil